TÜRK MEDENİ KANUNU evliliği bir çeşit “sözleşme” olarak kabul etmektedir. Evliliği bir çeşit sözleşme olarak ele alan TMK evlilik birliği içerisinde ve evlilik birliğinin sona ermesi halinde eşlerin mal paylaşımını 4721 sayılı TMK m. 202-281 arasında mal rejimi başlığı altında düzenlenmiştir.
TMK’nda eşler için birden fazla mal rejimi seçeneği olarak sunulmuştur. Bunlar; edinilmiş mallara katılma rejimi (yasal mal rejimi), mal ayrılığı rejimi (olağanüstü mal rejimi), paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimidir. Eşler mutlaka kanunda gösterilen bu dört mal rejiminden birine tabi olmak zorundadır. Eğer eşler bu dört rejimden birini mal rejimi sözleşmesi ile seçmezlerse; kanun karşısında “yasal mal rejimi” olarak adlandırılan edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş sayılacaklardır. Edinilmiş mallara katılma rejimi 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girerek Türk Medeni Kanunu’nda eşler arasında yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi kabul edilmiştir. 01.01.2002 tarihinden önce yasal mal rejimi olarak mal ayrılığı rejimi kabul edilmekteydi.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşlerden her birinin edinilmiş malları ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsayacak şekildedir. Edinilmiş malların TMK m. 219’da belirlenmesinden sonra geriye kalan malların kişisel mal olarak kabul edilmesi gerekir.
Türk Medeni Kanunu m. 220/4 gereğince kişisel mallar şu şekildedir:
Evli Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dahil olmayacağını da kararlaştırabilmekte özgürdür.
Edinilmiş mal ise, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
Kişisel mal kavramı içerisine giren mallardan biri de miras kalan mallardır. Eşlerden birine miras kalan mal, eşin kişisel malıdır; yani mal paylaşımı içinde miras kalan mallar eşler arasında paylaşılmaz. Miras kime kaldı ise sadece o eşe ait olur. Evlilik birliği içerisinde ya da evlilik bozulduktan sonra hiçbir şekilde kendisine miras bırakılmayan eş hak iddiasında bulunamaz. Miras kişinin kendisine sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Dolayısıyla ancak ve ancak kişinin kendisi bu haktan yararlanabilir. Kişinin eşi veya bir başkası bu haktan faydalanamamaktadır. Eşlerden birine miras yoluyla geçmiş malvarlığı, katılma rejimine dahil edilmemektedir. Yasal mirasçı dışında kimse miras hakkında herhangi bir hak iddia edememektedir. Tamamen yasal mirasçının hakkı olan miras hakkı paylaşıma tabii tutulamaz. Evlilik birliği içerisinde ya da evlilik birliğinin kurulmasından önce veya sonra miras olarak kişiye kalan mal her zaman “kişisel mal” yerine geçer.
Mal paylaşımı davasında mirasın paylaşımına ilişkin istisnai haller de bulunmaktadır. Şöyle ki, miras kalan mal sebebi ile elde edilen gelirler edinilmiş mal sayılır. Edinilmiş mallar evlilik birliğinin bozulmasının ardından mal paylaşımı davası ile eşit oranda paylaşıma açıktır. Bu nedenle miras payından kazanılan edinilmiş mal üzerinde eşlerin boşanmanın ardından yarı yarıya pay hakkı bulunmaktadır. Örneğin, eşlerden birine miras olarak kalan evin kira geliri veya bağın, tarlanın mahsulü ya da üçüncü bir kişinin yaptığı para bağışının getirdiği faiz geliri, kökeni kişisel mal olmasına rağmen, edinilmiş mal olarak kabul edilmiştir. Görüldüğü üzere, kişisel malların gelirleri, kişisel mal değil; aksine kanun gereği edinilmiş mal sayılmıştır
Nitekim Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2014/3307 E. ve 2015/12874 K. Sayılı, 11.06.2015 tarihli kararında şöyle bir karar vermiştir; ‘’Eşler arasında aksi kararlaştırılmamış ise kişisel malların geliri edinilmiş maldır. (TMK.nun 219/4, 221/2).
Daha fazla hukuki bilgi için AVUKATINIZA BAŞVURUN . 18/04/2024
Av. FERHAT KARLI
© Av. Ferhat Karlı Hukuk Bürosu.